Denizli Devlet Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr.Seda Peker "11 Nisan Şizofreni Günü" sebebi ile hastalığı anlattı. Dr. Peker; ‘Şizofreni kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını etkileyen alevlenme ve yatışma dönemleriyle kendisini gösteren kronik seyirli bir beyin hastalığıdır. Beyindeki kimyasal maddelerin iletiminde bir bozukluk olması ve beyin yapısında bazı farklılıkların oluşması sonucu hayal görme, ses duyma, düşünce bozuklukları, konuşma ve davranış bozuklukları görülmesiyle ortaya çıkmaktadır.’dedi.
Dr. Peker; ‘Toplumda görülme sıklığı %1 olmakla beraber Türkiye'de 400-600 bin şizofreni hastası olduğu tahmin edilmektedir. Şizofreni yalnızca hastaların değil ailelerinin ve çevresindeki kişilerin de yaşamlarını etkilemektedir. Alevlenme belirtileri yatıştıktan sonra kişide günlük işlerini yapmakta isteksizlik, sosyal içe çekilme, depresyon gibi kişinin yaşamını oldukça etkileyen güçlükler yaşayabilmektedirler. Hasta ev içindeki sorumluluklarını yerine getiremeyebilir; bu durum da ailelerini gerçekten zorlayabilmektedir.’ dedi.
Şizofrenin toplumun önemli bir çoğunluğu tarafından korku verici ve tehdit edici bir hastalık olarak algılanmakta olduğunu dile getiren Peker’ Toplum tarafından etiketlenen şizofreni tanılı hasta ve ailesi bu hastalıkla baş etme güçlüklerinin yanı sıra bu etiketi de taşımak zorunda kalmaktadırlar. Damgalanma korkusu hasta ailelerinde insanlardan zarar görme kaygısına ve toplumdan utanarak uzaklaşmaya yol açmaktadır; toplumda yaratılan bu ağır yük birçok aileyi bu hastalığı gizlemeye itmektedir ' dedi. Bu nedenle sağlık ekipleri hastaların tespit edilmesi ve tedavisi aşamasında zorlanmaktadırlar. uygun tedaviye zamanında ulaşamayan ve yeterli psikososyal destek alamayan hastaların hastane yatışları sıklaşmakta ve hastalığın seyri kötüleşmektedir’e vurgu yapan Peker ‘ bu nedenle ağır psikiyatrik bozukluğu olan hastaların tanı, tedavi ve rehabilitasyonu için ülkemiz genelinde Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) kurulmuştur. Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin toplum temelli ruh sağlığı modeli çerçevesinde ağır ruhsal bozukluğu olan hastalara psiko-sosyal destek hizmetlerinin verilmesi, takip ve tedavilerinin yapılması, sosyal rehabilitasyonlarının sağlanabilmesi için Sağlık Bakanlığı’na ait yataklı sağlık tesislerine bağlı olarak faaliyet gösteren birimler olduğunu ifade etti.
Dr.Seda Peker ;Şizofrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, bu tedaviyi sağlık ekibi, şizofreni tanısı almış bireyler ve aileler beraber yürütmesi gerektiğini, günümüzde şizofreni hastalığı ile ilgili gelişmiş birçok tedavi yöntemi bulunduğunu söyledi. Peker son olarak; ‘Düzenli olarak doktor kontrollerine giden, tedavisini aksatmayan şizofreni tanılı bireylerin hastalığı olmayan bireylerden farkı olmadığı unutulmayarak, şizofreni tanılı bireylerin hayatın içinde olmaları, çalışmaları, meslek edindirilmeleri ve toplumda herkesle beraber uyum içinde yaşamaları için ön yargılarımızdan kurtulmalı ve onları görmezden gelmemeliz’ diyerek sözlerini tamamladı.